Türkiye Türkçesindeki Birleşik Sözcüklerin Merkezlilik Odağında Sınıflandırılması
Birleştirme, dünya dillerinin büyük çoğunluğunda mevcut olan, yüksek türetkenliğe sahip kavram karşılama/sözcük oluşturma mekanizmalarından biridir. Bu mekanizmanın çıktıları niteliğindeki birleşik sözcükler, diğer bir ifadeyle birleşikler, ilgili diğer mekanizmaların çıktılarından farklı olarak hem sözlüksel hem de sözdizimsel etkileşimler sonucu yapılanmaları ve yine sözdizimsel öbeklerle olan yakınlıkları dolayısıyla ayrı bir konumda yer alırlar. Türkçenin gerek durağan gerek etkin sözvarlığında da birleştirme mekanizması işletilerek ortaya çık(arıl)mış pek çok unsur yer almaktadır ve böylesine türetken bir mekanizmanın çeşitli ölçütler etrafında tanımlanması ve sınıflandırılması ayrı bir güçlüğü beraberinde getirmektedir.
Bu çalışmada, diğer sınıflandırmalardan farklı olarak Türkçedeki birleşik sözcükler, birleşik terimi altında, kendilerini oluşturan ögelerden hareketle daha çok baş kavramı odağında, dört ana tür etrafında ilişkisel bir incelemeye tabi tutulacak ve konuyla ilgili kapsayıcı bir sınıflandırma önerisi sunulacaktır. Bu yapılırken de, yeni olarak yarımerkezli birleşik terimi ve tanımı getirilecek, ayrıca Türkoloji literatüründe daha önce üzerinde neredeyse hiç durulmamış copulative compound kavramı eşmerkezli birleşik terimi teklifiyle, örneklerle açıklanacaktır. Tanımlamalar ve sınıflandırma çerçevesinde verilen örneklerde ağırlık daha çok çıktıları ad sınıfından olan birleşikler üzerinde olacak, fakat sınıflandırmanın daha kapsayıcı ve sonraki çalışmalara yol gösterici nitelikte bulunması amacıyla yer yer farklı sözcük kategorilerinden örneklere de temas edilmeye çalışılacaktır.
Dil Araştırmaları adlı uluslararası hakemli dergide yayımlanan yazının tam metin PDF dosyasına ulaşmak için:
Türkiye Türkçesindeki Birleşik Sözcüklerin Merkezlilik Odağında Sınıflandırılması
Sayın İsa Sarı, bu makaleyi büyük zevkle okudum. Ayrıca makale, TDE öğretmenleri arasındaki bir tartışma konusu için de ışık tutucu. Bizler, yani TDE öğretmenleri bir süredir basit, türemiş, birleşik sözcük konusunda düşünce ayrılığı yaşıyoruz. Şöyle ki: Ayakkabı, dedikodu, Atatürk sözcüklerine CI, Cİ, CU, CÜ yapım eki getirildiğinde bir kısım öğretmenler Ayakkabıcı, Atatürkçü, Dedikoducu sözcüklerinin Türemiş sözcük olduğunu böyle anlatılması gerektiğini iddia ederlerken; bir kısım öğretmenler ise bu sözcüklerin birleşik sözcük olduğunu ve bu biçimde öğretilmesi gerektiğini düşünmektedir. Acaba siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? İlginize şimdiden teşekkür ederim.
Ünsal Bey, Yorumunuz ve güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Burada iki farklı mekanizma devreye giriyor ve bunlar aşamalı/kademeli. Önce birleştirme mekanizması: ayak + kap > ayakkabı. Bu mekanizma, ortaya bölünemeyen ve parçalanamayan, kendine has anlamsal ve sözdizimsel özellikleri olan bağımsız bir sözcük ortaya çıkarıyor. Bu, artık zihinsel sözvarlığında tek başına kullanılıyor ve bölümlenemiyor. Sonraki aşama ise ekleme: ayakkabı+cı, dolayısıyla bu aşamada, mevcut, parçalanamayan, bağımsız bir sözcüüğe ek getirildiği düşünülmeli: dolap+çı > dolapçı gibi. Sonuç olarak arka planda (ilk aşamada) birleştirme mekanizması devrede, ama yeni oluşumda birleştirmeden çok türetme etkin, çünkü ikinci aşamada ekin tek bir sözcüğe eklenmesi söz konusu.… Devamı »
Cevap için teşekkür ederim. Aydınlatıcı bir açıklama oldu. Liselerde bu konuyu öğretirken bu mantığı kullanabilir miyiz? Çünkü, lise kaynaklarında ve ders kitaplarında bu türden örneklere ve açıklamalara yer verilmemiş. Bundan dolayı insanlar tereddüt içindeler.
Rica ederim. Elbette, bu bilgileri kullanabilirsiniz. Lise kitaplarında bu tür detaylara çok girilmiyor maalesef.