Türkçede ve Dünya Dillerinde Çokluğu İfade Etme Yöntemleri
Dillerde, sözcük türleriyle ilişkilendirilen çeşitli kategoriler mevcuttur. İsimler söz konusu olduğunda durum, cinsiyet, belirlilik; fiiller söz konusu olduğunda çatı, zaman, görünüş, kiplik, kişi vs. Bu kategorilerden biri olan ve hem isimleri hem de fiilleri ilgilendiren sayı; niceliği, adedi ya da genel anlamda tekliği/çokluğu işaretler (ifade eder). Sayı kategorisi ana hatlarıyla Türkçede tekil ve çoğul olmak üzere ikiye ayrılsa da, farklı dillerde (hatta Türkçenin farklı tarihi ya da çağdaş değişkelerinde) ikili, üçlü gibi çoklukları işaretleme yöntemleri de mevcuttur. Örneğin Türkçede de bağımsız birer sözlükbirim olarak kullanılan ebeveyn, tarafeyn gibi yapılarda yer alan Ar. -eyn biçimbirimi, kaynak dilde ikili çokluğu (tesniye) ifade eder (sırasıyla 'anne ve baba', 'iki taraf'). Bunlarda çokluktan kasıt, ikidir (iki kişi ya da daha genel olarak iki unsur). Benzer olarak yine ikilik ifade eden ama bu özelliği unutulan kerpeten (< Ar. kalbatayn 'iki köpek dişi') gibi sözcük biçimleri de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Türkçeye yine farklı dillerden kopyalanan, kaynak dillerde çokluk ifade edip de Türkçede teklik bildiren inşaat, evlat, esnaf; caps gibi pek çok sözcük bulunmaktadır ki bunlardan bir kısmı eklerle bir kısmı da kalıp/vezin adı verilen sözcük oluşturma/kavram karşılama modellemeleriyle kurulmuştur. Bu da demek oluyor ki, dünya dillerinde çokluk sadece eklerle değil farklı yol ve yöntemlerle de ifade edilebilir. Bu yazımda, Türkçede ve diğer dünya dillerinde isimlerde çokluğun hangi yöntemlerle işaretlenebileceğinden, herkesin anlayabileceği şekilde, kısaca bahsetmeye çalışacağım.
Türkçenin konuşurları olarak, 'çokluk' denildiğinde aklımıza hemen +lAr (-lar/-ler) çoğul/çokluk eki gelir. Türkçenin ilk yazılı belgeleri olarak bilinen, günümüzden yaklaşık 1300 yıl önce taşa kazınmış yazıtlarda ve bu yazıtların verildiği Eski Türkçe döneminden bu yana varlığını koruyan bu ek, o dönemde dar bir kullanım alanına sahiptir. Ancak bu ekin yanı sıra +An (krş. eren), +(X)t (krş. tarkat), +gUn (krş. kelingün) gibi farklı çokluk ekleri de mevcuttur. Bu çokluk ekleri sonraki dönemlerde ve son olarak Türkiye Türkçesinde, kalıplaşmış birkaç örnek dışında kaybolmuş ancak+lAr ekinin kullanım alanı günden güne genişlemiştir. Bugün, isimlerin çokluğu genel olarak bu ekle ifade ediliyor ama ekleme dışında farklı yöntemlerle çokluk ifade edilemez mi? Elbette edilebilir. Eklemeyi ilk sıraya koyarak, Türkçede ve dünya dillerinde çokluğu işaretleme yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Ekler ve Klitikler
Sözcük kök ya da gövdelerine bitiştirilen ekler veya klitikler yoluyla biçimbilgisel düzeyde çoğullaştırma yapılabilir. Türkiye Türkçesinde daha çok +lAr (son) eki ile çokluk işaretlenir. Her ne kadar Türkçede sadece son ekler bulunsa da dünya dillerinde ön ek, iç ek, dağınık ek gibi çok farklı ek türleri mevcuttur ve bu ek türleriyle de çokluk işaretlenebilir. Örneğin, Bantu dillerinden biri olan ve Kenya'da yaklaşık 7 milyon kişinin konuştuğu Kikuyu dilinde, tu- ön eki isimlerde çokluğu ifade eder: raatu 'ayakkabı' > turaatu 'ayakkabılar'. Öte yandan, 24 bin kişinin konuştuğu, Avustronezya dillerinden Havai dilinde ise çoğullaştırma mau proklitiği ile yapılır ve örneğin i‘a 'balık' sözcüğü bu proklitik sayesinde mau i‘a 'balıklar' şeklinde çoğullaştırılır. WALS verilerine göre en yaygın çokluk işaretleme yöntemi eklemedir ve bilhassa Orta-Güney Afrika'da bulunan dillerde ön eklerle çoğullaştırma yaygındır.
2. Öbekler
Sözdizimsel düzeyde, öbekler aracılığıyla çoğullaştırma yapılabilir. Türkçede de göz ardı edilen bu çokluk işaretleme yönteminde, çokluk ifade eden birtakım sözcükler -ki bunlar genelde sayılardır- isimlerin önüne getirilir ve bu sayede çoğul anlam ortaya çıkarılır: iki elma, beş kitap gibi. Yedi Cüceler, Beşevler, Dört Büyükler gibi bir kısmı uyarlama ya da örnekseme sonucu ortaya çıkmış bulunan bazı yapılarda bu 'kural' bozulsa da, genel olarak Türkçede sayılardan sonra gelen isimler çokluk eki almaz. Ancak İngilizce gibi Hint-Avrupa dillerinde bu durum tam tersidir: two apples, five books gibi. Bunun yanı sıra birkaç, her gibi sıfatlar da isimlerin önüne gelerek çokluk bildiren yapılar kurabilir: birkaç kişi, her insan.
3. Modellemeler (Kalıplar/Vezinler)
Semitik dillerde (Arapça, Aramice, İbranice vs.) yaygın olarak kullanılan ve sözcük kökünün çeşitli kalıplara (modellere/vezinlere) girerek başkalaşması/büküme uğraması yoluyla ortaya çıkan çoğullaştırmadır. Örneğin Ar. varak 'yaprak' sözcüğü ef'āl kalıbıyla evrāk 'yapraklar' ya da Amharca ganen 'şeytan' sözcüğü aganənt 'şeytanlar' şeklinde çoğullaştırılabilir. Yukarıda da bahsettiğim gibi, Arapçada çokluk şeklinde bulunup Türkçeye tekil anlamıyla kopyalanan pek çok sözcük bulunmaktadır. Ancak bu yöntem Türkçe için geçerli değildir. Yine de, Arapçada (kaynak dilde) bulunmayıp sadece Osmanlıcada kalıba sokulan biçimler de yok değildir.
4. Yinelemeler
Tam yineleme ve kısmi yineleme olmak üzere iki farklı alt türü bulunan yineleme yoluyla çokluğu işaretleme yöntemi son derece nadir olarak görülür. Örneğin Endonezcede buku 'kitap' sözcüğü tam yineleme ile buku buku 'kitaplar' şeklinde çoğul hale getirilir. Öte yandan 1.2 milyon kişinin konuştuğu, Filipinler'in en önemli dillerinden biri durumundaki Pangasinan dilinde manók ‘tavuk’ sözcüğü kısmi yineleme ile manómanók ‘tavuklar’ şeklinde çoğul hale getirilir. Aynı şekilde 'şehir' anlamındaki báley sözcüğü ise yine kısmi yineleme ile balbáley 'şehirler' olarak çoğullaştırılır. Türkçede de bakkal çakkal, ev mev ya da kapı kapı (dolaşmak) gibi yinelemelerle çokluk ya da genelleme ifade etmek mümkündür.
5. Çokluk Bildiren Sözlükbirimler
Eklerin ve klitiklerin dışında, tek anlamı çokluk bildirmek olan bağımsız sözcüklerle de çokluk işaretlenebilmektedir. Örneğin, dilbilimcilerin üzerinde en çok çalıştıkları Afrika dillerinden biri olan Yoruba dilinde àwǫn, tek başına çokluk bildiren bir bağımsız sözcüktür: ǫkùnrin 'adam' > àwǫn ǫkùnrin 'adamlar'. Yine WALS verilerine göre bu çokluk işaretleme yöntemi kısmen yaygındır. Klitiklerden farkı, sesbilgisel olarak önüne ya da sonuna eklendikleri sözcüklere bağlı olmamalarıdır.
6. Parçalarüstü Sesbirimler
Vurgu, ton, uzunluk gibi sadece 'kulağa' ait olan parçalarüstü (suprasegmental) sesbirimler de bazı dillerde çokluğu işaretler. Örneğin Çad'da yaklaşık 270 bin kişi tarafından konuşulan Nil-Sahra dillerinden biri durumundaki Zaghawada huru 'sele' sözcüğü, ilk hecesindeki artdamaksıl, dar ve yuvarlak /u/ sesi uzatılarak hu:ru 'seleler' şeklinde çoğullaştırılır. Yine Nil-Sahra dillerinden olan ve Kongo'da 100 bin kişi tarafından konuşulan Ngiti dilinde ise màlimò 'öğretmen' (muallim ile aynı kökten olsa gerek, zira araştırdığım kadarıyla bu dilde Arapçadan çok sayıda kopya var) sözcüğü ton değişimleriyle malímó 'öğretmenler' şeklinde çoğul hale getiriliyor.
7. Ses Değişimleri
İngilizceden aşina olduğumuz goose > geese, foot > feet gibi art sıradan ünlülerin ön sıradan ünlülerle nöbetleşmesi sonucunda ortaya çıkan çokluk işaretleme yöntemidir. Buradaki ses değişimi Daha geniş anlamda ablaut, apophony, internal modification gibi adlar altında da ele alınan bu çoğullaştırma yöntemi çok yaygın değildir. Almanca die Mutter 'anne' sözcüğünün çoğulu da die Mütter şeklinde, bu yolla yapılır. Benzer olarak
8. Bağlam Tabanlı Çokluk
Tüm bunların dışında çokluğun işaretlenmediği ya da nadiren işaretlendiği Çince, Japonca gibi dillerin olduğu da unutulmalıdır. Bu dillerde kurallı bir çoğullaştırma yöntemi ya da işaretleyici yoktur ve çokluk genellikle bağlamdan anlaşılır (Eski Türkçeyle, bilhassa Orhon Türkçesiyle benzerliğe dikkat!). Buna rağmen Çincede sınırlı bir kullanım alanına sahip men çokluk unsuru da vardır ancak bu unsur sadece insan ile ilgili kavramlara getirilir ve nadiren kullanılır. Japoncada da benzer işlevde, yine insanlarla ilgili isimlerle kullanılan bir ek bulunmaktadır ancak bu ekin kullanım sıklığı da oldukça düşüktür (bu da yine Eski Türkçedeki +lAr işaretleyicisinin kullanımını akıllara getirmektedir ve Eski Türkçe, Çince, Japonca arasındaki bu ortaklık dikkat çekicidir).
Tebrik ederim. Nitelikli bir çalışma olmuş.