Slovakya, Bratislava İzlenimlerim, Gezi Rehberi ve Gezilecek Yerler
Macaristan'ın kuzeyinde, Polonya'nın güneyinde bulunan ve yaklaşık 6 milyonluk az sayılabilecek bir nüfusa sahip olan Slovakya, Doğu Avrupa ülkelerinin başında gelir. 1993 yılına kadar Çek Cumhuriyeti ve Ukrayna ile Çekoslovakya'yı oluşturan bu küçük ülke, günümüzde Avrupa Birliği bölgesindedir ve bir bakıma Germen ile Slav halklarının kesişme noktasıdır. Ben de, Viyana'da bulunduğum tarihlerde, bir gün de olsa bu ülkenin başkenti Bratislava'yı gezme imkânı bulabildim. Bu yazımda, Slovakya ve Bratislava'ya ait izlenimlerimi ve tavsiyelerimi aktarmaya çalışacağım.
Viyana gibi Tuna Nehri'nin kıyılarına kurulmuş Bratislava ve Slovakya, yukarıda da değindiğim üzere, Avrupa'nın doğusunda, genellikle Slav kökenli Avrupalıların yaşadığı bir geçiş bölgesinde bulunuyor. Geçiş bölgesi ifadesi kullandım, çünkü hemen doğusundaki Ukrayna'da Slavlar, batısındaki Avusturya'da ise Germenler yaşamakta. Bu yönüyle bir bakıma ortada kalmış bir ülke. Ülkenin resmî dili Slovakça, yani bir Slav dili, fakat Almanca da burada, özellikle başkentte konuşuluyor ve halk Viyana ile oldukça sıkı ilişkiler içinde. Hem ticaret hem de kültür bağlamında insanlar iki şehir arasında gidip geliyorlar. Halkın çoğu İngilizce bilmiyor, dolayısıyla, özellikle turistik olmayan bölgelerde, iletişimde sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Buna rağmen ülke, özellikle Erasmus öğrenci değişim programı kapsamında pek çok öğrenciye ev sahipliği yapıyor ve üniversitelerinin bilimsel anlamda "kaliteli" olduğu söyleniyor. 1 Ocak 1993 yılında bağımsızlığını kazanan bu ülkenin para birimi ise Euro.
Avrupa Birliğine üye olmasına rağmen, Slovakya'nın pek de gelişmiş bir ülke olduğunu söyleyemem. Örneğin, toplu ulaşımda hâlâ ikinci dünya savaşı yıllarından kalma tramvaylar, otobüsler kullanılıyor ya da şehrin ufacık havaalanında büyük havayolu şirketleri faaliyet göstermiyor. Belediyeciliğin de pek gelişmiş olduğunu söyleyemem, ama yine de temiz bir şehir görüntüsü hakim buraya. Sovyet etkisini binalarda, caddelerde, sokaklarda, kısacası hemen her yerde görmek mümkün. Akademik, toplumsal, ekonomik, kültürel ve bilimsel anlamda da diğer Avrupa ülkeleriyle yarışabilecek yapıda değil. Hemen hemen aynı nüfusa sahip bir Finlandiya, Norveç ya da Danimarka ile karşılaştırdığınız zaman, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yine de, "klasik" Avrupa kültüründen ve Avrupai yapılardan farklı bir şey görmek isterseniz, burayı gönül rahatlığıyla ziyaret edebilirsiniz.
Slovakya, karasal bir iklime sahip olsa da, yağış oranı fazla ve yeşil alanlar hayli yer kaplıyor. Maalesef ziyaretim sırasında yağmur eksik olmadı ve şemsiye altında Bratislava'yı dolaşmak durumunda kaldım. Ülkenin Avusturya ile sınırı var ve Viyana ile Bratislava arası da yaklaşık 70 kilometre. Viyana şehir merkezinden (daha doğrusu Südbahnhof'tan) hareket eden otobüslerle 45 dakika gibi kısa bir sürede buraya ulaşabiliyorsunuz (otobüs biletini kalkış anına kadar, durakların civarındaki ufak bir bürodan alabiliyorsunuz). Ayrıca yine trenle de Viyana'dan Bratislava'ya ulaşabilirsiniz. Türkiye'den Bratislava'ya ise doğrudan uçak seferleri maalesef yok ve sadece Ryanair, Çek Havayolları, Norveç Havayolları gibi birkaç firma buraya uçuyor. En mantıklısı, buraya Viyana üzerinden ulaşmak olsa gerek. Bratislava otobüsleri Viyana Havaalanından da geçmekte, dolayısıyla sadece Bratislava'yı ziyaret etmek isteyenler için bu büyük kolaylık olacaktır. Bratislava otobüslerinin son durağı ise Bratislava Otobüs Garı. Bu gar, bizdeki küçük şehirlerin garlarına benziyor adeta ve Slovakya'nın gelişmişliği hakkında ipuçları veriyor.
Bratislava, diğer Avrupa ülkelerine göre biraz daha "ucuz" bir şehir. Konaklama, yeme içme, hediyelik eşya gibi konularda, örneğin Viyana'ya göre daha cazip görünüyor, ama burada konaklamanızı gerektirecek kadar uzun bir geziye ihtiyaç duyacağınızı sanmıyorum. Bunun yanı sıra, Bratislava'nın çeşitli noktalarında bizdeki gibi büyük alışveriş merkezleri bulabilirsiniz. Değişik şeyler tatmak veya satın almak için mağazaları dolaşabilirsiniz. Şehir merkezindeki mağazalardan Eupark, Polus City Center ve Danubia Centrum hayli büyük ve aradığınız her şeyi buralarda bulabilirsiniz. Hediyelik eşya içinse, Stare Mesto civarlarındaki dükkanlara bakabilirsiniz. Bratislava'ya gelmişken "Goulash" (bizde Gulaş olarak da bilinir) adlı çorbayı deneyebilirsiniz. Ayrıca kola benzeri yerel bir içecek olan "kofola"yı da tadabilirsiniz. Bunun yanı sıra, ben gitmedim, ama tarihi tiyatro binası içerisindeki Bratislava Flag Ship adlı restoranın oldukça ilginç olduğu söyleniyor. Yeme içme konusunda yazımın ilerleyen kısımlarında değineceğim.
Bratislava'da dakik sayılabilecek işlek bir toplu taşıma hattı var. Şehrin hemen her noktasına otobüs ya da tramvaylarla seyahat edebilirsiniz. Tramvay ve otobüslerin çoğu, artık nostaljik diyebileceğimiz türden. Kim bilir kaç yılından kalmalar... Viyana'dan alacağınız otobüs biletini (eğer ilgili seçeneği seçtiyseniz) Bratislava toplu ulaşımda da kullanabiliyorsunuz, ama o kadar araç değiştirmeme rağmen bir kez dahi bilet kontrolü yapılmadı. Zaten otobüs veya tramvaylara sadece ön kapıdan değil, bütün kapılardan binilebiliyor. Bu konuda yeri gelmişken bir tavsiyem olacak: Önünüze gelen otobüs veya tramvaya binip oturacak bir cam kenarı bulun ve nereye gittiğinizi bilmeden şehrin tadını çıkarın (ki bunu bütün şehirler için öneririm, gerçekten çok keyifli oluyor).
Görülecek Yerler
Bratislava denilince, akla gelen ilk şey, çeşitli hareket tasvirleri yapar durumdaki insan heykelleri olsa gerek. Bir rögar kapağından poz veren Cumil adlı kanalizasyon işçisi heykeli (Man at Work olarak da bilinir) ve etrafa gülümseyerek bakıyor olan şapkalı bir insanı tasvir eden heykel bunlardan en bilinenleri. Bu tür heykeller şehir merkezinin hemen her yerine serpilmiş durumda. Meşhur Cumil heykeli, eski şehrin tekrar gün yüzüne çıkarılmasını tasvir etmekte. Napolyon heykeli ise 1805'teki istilaya dair anıları canlı tutmak gibi bir amaç taşıyor.
Diğer Avrupa şehirlerinde de olduğu gibi, Bratislava'da da tarihi bir şehir merkezi var. Staré Mesto olarak adlandırılan bu şehir merkezinde daha çok barok tarzı yapılar hakim. Görülecek yerlerin büyük çoğunluğu burada. Sadece yayalara açık olan bu bölgede yukarıda bahsettiğim heykelleri seyredip kiliseleri görebilir veya dar sokaklardan yürüyüp tarihi Slovak binaları önünde fotoğraf çektirebilirsiniz. Ayrıca burada, 20 € gibi bir ücret karşılığında nostaljik araçlarla bir buçuk saat boyunca ilgi çekici görünen bir şehir turu da yapabilirsiniz. Hediyelik eşya dükkanlarının çoğu bu eski şehir merkezinde. Hatıra olarak birkaç ufak eşya satın alabilirsiniz. Trinity Kilisesi ve St. Martin's Katedrali de eski şehrin çevresinde yer almakta, fakat katedral biraz daha kuzeyde kalıyor. Bu ikisini de görüp ardından, bilinen ezcanelerin en eskisi olan ve Panska sokağı üzerinde bulunan Salvatora Apodheke'ye yönelebilirsiniz. Hlavne Meydanı (Hlavné námestie) da, burada görülecek yerler arasında. Bu meydanda bulunan Bratislava Şehir Müzesi (Múzeum Mesta Bratislavy) de görülmeye değer. Neoklasik tarzda inşa edilmiş 1770 yılına ait Primatial Sarayı (Primaciálny Palác) da ziyaret edilebilecek mekanlar arasında. Bezrucova üzerindeki mavi kilise de, bu değişik rengi ile dikkat çekmektedir.
Eski şehir içerisinde Cumil 'Man at Work' ve Napolyon heykellerine, ayrıca Schoener Naci 'şapkasını çıkaran adam' heykeline rast geleceksiniz. Bunların yanı sıra irili ufaklı pek çok heykel, havuz ve çeşme de göreceksiniz. İlginizi çekenlerinin yanında birer kare fotoğraf alabilirsiniz. Eski şehir içerisindeki Hviezdoslavovo Námestie caddesini boydan boya yürüyebilir ve buradaki parklarda dinlenebilirsiniz. Bu yolun başındaki Ulusal Slovak Tiyatrosunu (Slovenské Národné Divadlo) arkanıza alarak birkaç çektirmenizi de tavsiye ederim.
Bratislava'daki tarihi yapıların başında, şehir merkezinin biraz dışında, ama yürünebilecek bir mesafede bir tepe başında inşa edilmiş Bratislava Kalesi (Bratislavský Hrad) gelmektedir. Bu kaleye çıkarak, tüm şehri tepeden izleyebilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Ayrıca kalenin içinde Slovenské Národné Múzeum Historické adlı bir de tarih müzesi bulunmaktadır. Dilerseniz burayı da görebilir ve Slovak tarihine dair bilgiler edinebilirsiniz. Eski şehrin doğusundaki Komenyus Üniversitesi (Univerzita Komenského) de, ilgililerin dikkatini çekecektir.
Bunların yanı sıra, Tuna nehri boyunca hareket eden otobüslerle tarihi Devin Köyü'ne (Devínska Hradná Skala) de ulaşabilirsiniz. Burada tarihi kalıntılar, bir kale (aslında kaleden arta kalanlar) ve müzeler bulunmakta. Ben, hava muhalefetinden dolayı burayı göremedim, ama şehir merkezine yakın olduğu için, buraya kadar gelmişken görmekte fayda var. Şehre yukarıdan bakmak isteyenler için en iyi seçenek ise UFO Observation Deck. Yeni Köprü (Novy Most) üzerine inşa edilmiş ufo görünümlü bu restoran şehrin hemen her noktasına hakim. Bu köprünün üstünden ve civarından Tuna nehrini de seyredebilirsiniz. Değişik bir yapı arayanlar ise, şehir merkezinin biraz yukarısındaki Slovak Radyosunun (Slovenský rozhlas) binasını görebilirler. Ters dönmüş bir piramidi andıran bu bina, gerçekten ilgili çekici görünüyor.
Yapılacaklar, Yeme, İçme vd.
Bratislava'da yapılabileceklerin sayısı oldukça sınırlı. Görülecek yerleri gördükten sonra alışveriş merkezlerinde vakit geçirebilir veya tarihi tramvaylarla şehrin hemen her yakasını görmeyi deneyebilirsiniz. Bunu yapmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Her tramvaya en az bir kez binip şehrin dört bir yanına seyahat edin. Tramvaylardan sonra otobüsleri de bu amaçla kullanabilirsiniz. Tuna Nehri'nin kenarından yürüyüp manzaranın tadını çıkarabilir veya yine toplu taşıma araçlarıyla şehrin kırsallarına ulaşıp buralarda yürüyüş yapabilirsiniz. Güney kısımlarda ise Tesco gibi hipermarketlerden alışveriş yapabilirsiniz. Yemek noktasında, fırsatınız olursa Bryndové Haluisky adı verilen Slovak köftesini denemenizi tavsiye ederim. Patates ve koyun peyniriyle yapılan bu köfte oldukça lezzetli açıkçası. Ayrıca özel bir Slovak salatası olan ve balık ile mayonez karışımı olarak da tanımlayabileceğim Treska'yı da denebilirsiniz. Kofola ise, kola tadında, ama ondan daha az şekerli ve hafif bir Slovak içeceği. Çoğu market ve restoranda bulabilirsiniz.
Tavsiyeler
İlk tavsiyem, Bratislava'ya baharın sonlarında ya da yaz aylarında gitmeniz yönünde olacaktır, aksi halde bizim gibi bir eliniz şemsiyeye yapışık olarak dolaşıp ıslak fotoğraflar çekmek zorunda kalırsınız. Her yazımda belirttiğim gibi, daha öncesine görülecek yerler haritası üzerinde işaretlenmiş bir navigasyon uygulaması ve hem cep telefonu hem de fotoğraf makinesi için tam dolu bir bataryayı da unutmamak gerek. Zaman konusundaysa endişe etmenize hiç gerek yok. Şehir zaten çok küçük olduğu için, bir tam gün bu şehrin hemen her noktasını görmek için fazlasıyla yeterli olacaktır. Son olarak, sadece Bratislava'yı görmek için değil de, Viyana'ya ya da herhangi bir komşu ülkenin şehrine gelmişken buraya gelinmeli diye düşünüyorum. Bunu da göz önünde bulundurup örneğin Viyana ya da Budapeşte seyahatinize +1 gün daha ekleyebilirsiniz.
slm arkadaşlar slovakya gitmek istiyorum orada rehber bulabilirmiyim yada ne yapmalıyım bilgi verirseniz mutlu olurum arkadaşlar
Çok teşekkür ederim. Ben de LAMP projesi için Slovakya ' ya gidecegim
1.5 sene geçmiş. Yarın orada olacağız. Rehberliğiniz bize ışık tutacak. Ellerinize sağlık.
Teşekkürler Furkan Bey. Şimdiden iyi yolculuklar dilerim.
Çok teşekkür ederim hocam , bratislava seyehat etmek isteyenler için gayet iy bir yazı yazmişsınız .
Rica ederim. İyi okumalar....
Merhaba hocam öncelikle çok teşekkür ederim yurtdışı deneyimleri olacak olan bizlere rehber oluyosunuz başarılarınızın devamını dilerim 🙂 ben Erasmus değişim programıyla Slovakya-Kosice de 1 yıl öğrenim görücem ve şu an çok tedirgin oldum ülke 80-90 ların Türkiyesi gibi ve herkes çok kötü diyo hocam ama Bratislava güzelmiş 🙂 Kosice ye gitme fırsatı bulduysanız biraz bana bilgi verebilir misiniz şimdiden çok teşekkür ederim 🙂
Merhaba Begüm Hanım. Görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Açıkçası o bölgeye hiç gitmedim ben. Ne desem yalan olur, ama Slovakya genel olarak ekonomik açıdan gelişmiş ülke sınıfında değil. Sadece bunu söyleyeyim.
Merhaba İsa Bey,
1 sene Viyana'da kalacağım. Yazılarınızı çok beğendim. Gezi rotanızı ve yorumlarınızı takip ederek bu süre içinde gidebildiğim kadar çok yere gitmek istiyorum. Kolaylıklar dilerim.
Merhaba Pınar Hanım. Oldukça uzun süre kalacakmışsınız. Size tavsiyem, bütçeniz de el veriyorsa, en azından her ay birkaç günlüğüne de olsa farklı bir Avrupa ülkesine gitmeniz olacaktır. Ryan Air gibi firmalarla çok uygun fiyatlara uçak bileti bulabilirsiniz. Şimdiden iyi gezmeler...
teşekkürler güzel bir tanıtım olmuş..
Ben teşekkür ederim görüşünüz için...
yazılarınız çok güzel, istediğim bilgiyi alabiliyorum teşekkürler.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Güzel yazı hocam forumda boston yazınızı görmüştüm o zamandan beri takip ediyorum.İş içinmi geziyorsunuz yoksa zevk için mi?
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Sempozyum ve konferanslara katılıyorum genelde, yani iş için. Sempozyumdan kalan vakitlerde de şehri tanımaya çalışıyorum.
Hocam izlenimlerinizi o kadar etkili, faydalı ve eğlenceli aktarıyorsunuz ki televizyon programlarından teklif almanız içten bile değil...
Çok teşekkür ederim. Tek amacım insanların sıkılmadan okuyacağı yazılar yazmak. Bunu başarıyorsam, ne mutlu bana...