Birbirinden farklı binlerce canlı, saydam balıklar, devasa balinalar, suda yaşam ve diğerleri... Su altı dünyası her zaman ilgimi çekmiştir. Bundan dört yıl önce, İstanbul Bayrampaşa’daki bir alışveriş merkezinde "TurkuaZoo" adıyla açılan büyük bir akvaryum, su altı dünyasına olan bu ilgimi daha da artırdı. Ardından, bu akvaryumun daha kapsamlısı, "İstanbul Akvaryum" adıyla faaliyete başladı. Buna rağmen, geçen dört yıl içerisinde bu akvaryumları görme olanağım olmadı. Böyle bir mekanın, yaşadığım şehirde, Ankara’da var olmaması üzüntü vericiydi. En sonunda, Ankara’nın yeni alışveriş merkezlerinden birisi olan Nata Vega’da "Aqua Vega" adlı bir akvaryum açıldı ve nihayet ben de bir fırsatını bulup burayı ziyaret edebildim.

Öncelikle Nata Vega’dan bahsetmek istiyorum sizlere. Burası, gözlemleyebildiğim kadarıyla, Ankara’da şu an itibariyle açılmış olan son alışveriş merkezi. Hemen yanında Ikea, Leroy Merlin, Electroworld gibi “evrensel” mağazalara ev sahipliği yapan Anatolium bulunuyor ve ikisi arasında, belli noktalarda bağlantılı geçişler mümkün. İkisinin de, Türkiye genelinde mantar gibi türeyen "AVM"lerden bir farkı yok açıkçası: uzun koridorlar, bilindik mağazalar ve restoranlar, birer sinema, kapalı otopark, ışıltılı vitrinler... Her ne kadar, popüler "alışveriş kültürü"ne karşı olsam da, ihtiyacınız olan (olmayan değil) şeyleri bulmada AVM’ler, her mağazaya tek bir noktadan ulaşım imkânı sunmaları sayesinde büyük kolaylıklar sağlıyor. Ankara’da Nata Vega’yı diğer AVM’lerin önüne geçiren ise, bünyesindeki akvaryum olsa gerek.

NATA Vega Alışveriş Merkezinden bir kare

Akvaryum’un olduğu kata gelince, deniz rengini yansıtan, dalgaları anımsatan, deniz anası motifleriyle süslenmiş göz alıcı bir dekor gözümüze ilişiyor. Yürüyen merdivenlerden aşağı inip gişelerden biletimizi alıyoruz. Tam biletin ücreti 15 TL, öğrenci biletininki ise 10 TL olarak belirlenmiş, fakat ben, öncesinde bir fırsat sitesi aracılığıyla indirimli olarak satın almıştım bu biletleri. İçeriye girmeden önce, görevliler, yeşil bir zemin önünde fotoğrafımızı çekiyorlar (akvaryum çıkışında, montajlanmış birkaç fotoğraf sunulmakta ve bunlardan beğendiğimizi satın alabilmekteyiz. Bir fotoğrafın bedeli ise 10 TL gibi fahiş bir fiyat). Turnikelerden geçip akvaryuma giriyoruz. Akvaryum iki kattan oluşuyor. İlk katında çeşitli büyüklüklerdeki tanklarda irili ufaklı pek çok balık gösterilmekte (içlerinde piranalar ve yılan balıkları da mevcut). Koridorun sonunda ise, henüz “genç” olduğunu düşündüğüm bir timsah ve kabini var. Tanklar, oldukça kalın camlarla donatılmış ve bu bakımdan, çeşitli açılardan bakıldığında baş dönmesine sebep olabiliyor. Her kabinin bitişiğinde yer alan levhalarda, kabin içerisindeki balıklara ait kısa bilgiler (nereden getirildiği, adı, türü vs.) ve fotoğraflar yer alıyor. Son kısımlara doğru bir süs havuzu inşa edilmiş ve bu havuzun içerisindeki balıklara dokunabiliyorsunuz (tabii kaçmazlarsa).

Aqua Vega girişi

Birinci katın sonunda, yine yürüyen merdivenlerle bir alt kata, yani tünel katına iniyoruz. Akvaryumun en merak edilen kısmı burası. "Giriş" tabelasının altından tünele girer girmez, kalınlığının en az 10 cm olduğunu tahmin ettiğim camlar ardındaki yüzlerce balık bizi karşılıyor. Camlarla ilgili olarak da şöyle bir not düşülmüş: "Camlardan dolayı, balıklar %40 daha küçük görünmektedir." Açıkçası, bakış açısına göre baş dönmesi yine burada da ortaya çıkıyor ve bazen balıkları izlemek işkence hâlini alabiliyor. Ancak balıkların tam karşısından bakınca düzgün bir görüntü elde edilebiliyor. Bunun çözümü var mı, bilmiyorum; fakat yüzlerce ton su ancak bu kalınlıkta bir cam ile kaldırılabilir sanırım. Bu kısımdaki balıklar arasında en dikkat çekici olanı vatozlar. Süt gibi bembayaz bir gövdeye sahipler ve üzerinizden uçarcasına geçip gidiyorlar. Köpek balıkları da hemen arkalarında. Bu kadar balığın nasıl beslendiğini merak etmedim değil doğrusu. Uzun yıllar önce suya düşüp yosun bağlamış izlenimi veren bir uçak maketi, Atlantis’i anımsatan bir dekorasyon ve çeşitli temalar eşliğinde rengarenk, devasa büyüklükteki ya da sürüler hâlinde süzülen balıkları izlemek keyif verici. Doksan metre uzunluğundaki bu tünelden çıkınca, deniz yıldızlarının bulunduğu bir açık havuza ve içerisinde ıstakoz ile yengeçlerin yaşadığı bir tanka denk geliyoruz. Havuzdaki dalgalanmalar dolayısıyla deniz yıldızları net olarak izlenemese de, yengeçleri ve ıstakozları dişlerine kadar görebilmek mümkün. Açıkçası ilgimi en çok çeken de bu yengeçler oldu. Yürüyüşleri, gözleri, antenleri... Her bir kısmı kendisine özgü gibi görünüyor. İlginç canlılar...

Youtube'dan akvaryumla ilgili bir video

Evet... Böylece, yıllardır içimde bir ukde olarak yer eden su altı akvaryumlarından birisini görmüş oluyorum. Benzer başka bir akvaryum görmediğim için karşılaştırma yapmam zor, fakat İstanbul’daki "İstanbul Akvaryum"un her açıdan daha geniş ve kapsamlı olduğunu tahmin ediyorum. Sonbahar aylarında İstanbul’a bir ziyaret düşünüyorum. Kim bilir, belki İstanbul Akvaryum’u da gezebilirim.

Sonuç olarak, Ankara’da yaşayanların, özellikle çocukların ve su altı yaşamına ilgi duyanların burayı görmesi gerekiyor. Giriş ücretinin pahalı olduğunu düşünenlere de bir tavsiyem olacak. Şehirfırsatı, Grupanya, Yakala.co ya da Grupfoni gibi siteleri günlük olarak takip edin. Bazen bu gibi mekanlar için en az %50 oranında indirim kampanyaları gerçekleşiyor. Bu ve bunun gibi etkinlikler için böyle kampanyalardan faydalanılabilir. Nata Vega Akvaryum üzerine hazırlanmış web sitesine buradan ulaşabilirsiniz.