Türkçenin "Gelişimi"ne İronik Bir Yaklaşım
Türkçe için, özellikle son zamanlarda söylenegelen şuna benzer bir söz var: "Türkçemiz bozuluyor, ona sahip çıkalım." Evet, diğer tüm dillerde olduğu gibi Türkçemiz de teknolojinin ve iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte çok hızlı bir değişim sürecine girdi. Bu değişim ise bozulmayı beraberinde getirdi. Günümüzün dünyasının baskın kültürleri, diğer tüm unsurlarıyla birlikte dillerini de empoze etmeye başlayınca, baskın konumda olmayan ve teknoloji üretemeyen toplumların dillerinde gözle görülür bir kirlenme ve bozulma iyiden iyiye kendini hissettirir oldu. Türkçenin bozulması konusundaysa, son zamanlarda internet üzerinde dolaşan bir yazı, biraz ironiyle dolu da olsa, gelinen ve gelinecek olan bu durumu gözler önüne seriyor.
Yıl: 1965 "Karşımda âniden belirince ziyâdesiyle şaşırıverdim. O vakit nasıl bir edâ takınacağıma karar vermekte bir hayli güçlük çektim. Vecde geldiğime hüküm getirdim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi hissettim. Sîmâsında beni fevkalâde huzurâ erdiren bir tebessüm var idi. Giyeceklerimi usulca toparlayıp, emin bir ses ile 'Akşam-ı şerifleriniz hayırlı olsun.' deyiverdim." Yıl: 1975 Yıl: 1985 Yıl: 1995 Yıl: 2005 Yıl: 2015 |
Not: Metnin düzenlenmiş şeklidir.
Hasan Ağabey,
Gerçekten bu ülkede dile verilen önem çok çok azaldı. En başta sizin de dediğiniz gibi her yerde karşımıza çıkıyor bu tür hoş olmayan şeyler. Öğretmenler öğretmen, bakanlar da bakan değil artık. Kimse umursamıyor. Bu gidişle yazıdaki gibi konuşacağız gelecekte. Biz üzerimize düşeni yapalım, dili kötü kullananları uyaralım. Hiç olmazsa birkaç kişiyi bu kötü alışkanlıktan vazgeçirsek büyük bir başarı olur. Herkes bilinçlense keşke...
Ben emekli öğretmenim. 1963 yılı mezunuyum. O yıllarda edebiyat öğretmenlerimin yeni kelimeler (UYDURUKÇA) kullanmam için yaptıkları baskıya direniyordum. Bir iki not kırmalarına rağmen hemde... Fakat şimdi kime ve nasıl direneceğim? Kullanmıyorum. Gazetelerde karşıma çıkıyor, Tv de karşıma çıkıyor. İnternette karşıma çıkıyor. Sokakta gezerken gördüğüm tabelalardan sanki yurt dışındayım sanıyorum kendimi. Yakın çevremde bulunan gençlerle, öğrencilerle ve torunlarımla yazışma veya konuşmalarımda öyle şeylerle karşılaşıyorum ki, üzüntümden tansiyonum yükseliyor. (Oha, çüş, ii, ok, ... ) Ne bunlar Allah aşkına? Bu ülkede öğretmenler, bakanlar ne işle meşgul acaba? Neden bu yozlaşmaya seyirci kalınıyor? ''İyi'' yazacak ''ii.'' yazıyor -y- harfine de basmak çok mu… Devamı »
Eray Bey,
Bu açıklayıcı ve destekleyici yorumunuz için teşekkür ederim. Maalesef, dediğiniz gibi bu durum sadece Türkçe için değil, neredeyse dünyadaki tüm diller için geçerli. Yapılması gerekenler konusundaki düşüncenize katılıyorum. Bu sayede hiç olmazsa "dilimiz dönerek" konuşabiliriz.
Yazıyı tabii ki kaynak göstermek şartıyla taşıyabilirsiniz.
Selam ve muhabbetlerimle...
Sayın Sarı, RTL'de bir oturum izlemiştim. Konu Alman dilinin kirlenmesi ile ilgiliydi. Şikayetler birebir bizimki ile örtüşüyordu. Hatta gençlerinin bizimkilerden (özür dileyerek yazmak zorundayım) 'hadi s...' 'a...k..' ve benzerleri gibi küfürleri öğrenip birbirlerine söylediklerinden yakınıyorlardı. Ama esas şikayet İngilizce kaynaklı sözcük ve kavram istilasındandı. Uydududan hangi ülkenin TV sini ilerseniz izleyin bu kavramlardan kaçış olmadığını göreceksiniz. Bu da teknolojik gelişmeler ve küreselleşmenin bir sonucu. Getirisi veya götürüsü tabi ki tartışılır. Bence yapılması gereken -madem icat edip, keşfedip adını koyamıyoruz- dilimize geçen yabancı kavramları geldiği dildeki okunuşu esas alınıp insanımızın dili dönebileceği şekilde Türkçe ses uyumuna göre uyarlayarak kabul etmektir. Her… Devamı »
Nereden nereye... Dedelerin torunlarını, torunlar dedelerini anlayamıyor. Türkçe çok hızlı bir değişim içinde. Bu gidişle 2015 yılındaki tablo ile daha erkenden karşılacağız. Çok yazık...